Reklam
Bugun...
Reklam
Advert
Bu Duvar Daha Boya Tutmaz


Yüksel Şahin Karşı Pencere
unyevizyon@hotmail.com
 
 

 

    İktidar’ın, 2004 MGK kararlarıyla cemaati usulsüz izleyeceği, dinleyeceği ve fişleyeceği belgesi kamuoyunda  “kelebek etkisi” yapmıştı! Bunun ana yemek öncesi aperatif olduğu; taraflar arasında anlaşma olmadığı takdirde, İktidar’a yönelik bel altı kasetlerinin ya da “Sayıştan Denetiminden” kaçmak için sürekli Meclisten kanun çıkaran İktidar’ın bütçedeki usulsüzlüklerini gösterir belgelerin kamuoyuna servis edileceğini bekliyorduk ancak milyarlarca dolar ve avroluk rüşvet, yolsuzluk skandalı çıktı; yanılmışız!

     Allah’ım! Tarih bu kadar çabuk mu tekerrür eder?

     Görsel medyadan öğrendiğimiz kadar, İktidar’ın başı, İçişleri ve Adalet Bakanlığı’ndan on dört ay gizlenen süreçte takibe takılanlar içinde Bakan oğulları, para transferi(!) yapılırken görüntüye takılmış Bakan, üst düzey bürokratlar ve iş adamları var. Bunların milyonlarca dolar-avro ile görüntüleri, para alış-verişleri, dinleme kayıtları var.

     Balyoz ve Ergenekon davalarında bu türden dinlemelere, kayıtlara hatta kurgulara “delil delildir” değerlendirmesi yapanların daha ilk günden: “Yasal değil; daha iddia bunlar! “ çıkışları var.

     Başbakan’ın: “On dört ay boyunca bizden de gizlenmiş!” diye şikâyeti var.

     Yandaş basına bakıyorum,  muhalif basının, “Lağım patladı!” tespitine inat, bu yolsuzlukların çıkış noktası olarak, “ittifak içinde olanların İktidar’a taktığı çelme” değerlendirmesi ve kavgayı, rüşvet ve yolsuzluğun önüne geçirmesi çabaları var.

     İktidar’la olan hesaplaşmaya takılarak ortaya çıkarılmasındaki yöntemi eleştiriyorlar.

     Arınç ise: “Bu işin planlayıcısını biliyoruz; zamanı gelince açıklayacağız.” diyor.

     Başbakan ise rüşvet ve yolsuzluğa odaklanmak ve bu cıvgarı bozmak, sorumlularını bulmak yerine: “İstedikleri kadar çirkin yollara tenezzül etsinler, kirli ittifakların içine girsinler; hiçbir tehdide boyun eğmeyeceğiz…” çıkışında.

     Plandan öte bir rüşvet ve yolsuzluk var; kimin açık ettiği değil yolsuzluk önemli.

     Tehdit değil; görüntülü, kayıtlı vakıa…

     Çirkin olan da rüşvetin, yolsuzluğun kendisidir.

     İttifaktakiler ise:

     Tıpkı Deniz Feneri Davası’na karışanlar gibi;

     Vekâletle kurban kesme skandalında kurban paralarını iç edenler gibi;

     Kişiye özel yasayla korumaya alınan bürokratta olduğu gibi bu yolsuzluğu da karışanlarını da kendi derinliklerine göndermeye çalışacak olanlardır. Asıl mühendislikte budur!

     Bir de ekran akilleri var. Şimdiden, ekrandan, Türkiye’nin Kuzey ırak’ta Barzani ile yaptığı doğal gaz, petrol anlaşması ve bu anlaşmadan gelecek on altı milyar doların Halk Bankası üzerinden paydaşlara transferine sözde onay vermeyen ABD’nin bir oyunu olduğu tezini işliyor; yazılı yandaş basında da var aynı iddia…

     İyi de daha dün Dışişleri Bakanımızın ABD’deki bir toplantıda: “ Biz diş politikamızı ABD istekleri doğrultusunda şekillendiririz.” sözü, ABD’ye biat ve bağlılığın teyidinden başka neydi; ne çabuk unutuldu?

     İktidar’ın, bahaneler üretmek yerine rüşvet ve yolsuzluk çarkını kuranların -her kimse- hukuk adına üzerine gitmesi gerekirken, yolsuzluğu çıkaranlara ve bunların amaçlarına odaklanması; görevden alınacaklar belliyken beş Emniyet Müdürünü görevden alması garip bir adalet anlayışı uygulamasıdır.

      Hele Arınç’ın açıklamalarının devamında: “Olayların bugün gerçekleşiyor olması ne anlama geliyor? Siyasi bir maksadı olabilir mi? Şunlar bunlar tutuklanacaklar, kasetler, fotoğraflar servise konacak tehditleri duyuyoruz. Bazılarının bu kadar alçalabileceğini düşünmemiştik. Birbirinden farklı isimlerin bir araya getirilmesinin amacı ne? Bunlar hükümeti yıpratma amaçlı.” demesine ne buyurulur?

      Varsa-yoksa İktidar; yolsuzluk ve rüşvet çarkında dönen ve yakalanan yüksek meblağdaki paralar, paraları alanlar ise hiç önemli değil!

      Daha genel seçimler öncesi bu türden kasetler ortaya çıktığında, mağdurlarının kasetler üzerinden kamuoyunca mahkûm edilmesine ses çıkarmamıştınız...

      Birilerinin mühendisliği ile infaz edilenlerin: “Planlayıcılarını bulun!” şikâyetlerine rağmen ortaya çıkarma şöyle dursun, “Kendi iç işleri” diye alaya almış ve “alçakça” denmeden meydanlarda da siyaseten kullanmıştınız; ne çabuk unuttunuz?

      Özetle:

      “Bir savcı iki polisle çete kurmakla suçlar, işlerinin bitiririm.” dedikleri çoktan minarenin kılıfını hazırlamış! Başka belgelerle müdahaleler sıvayı dökene kadar sürecek gibi!

     Görünen o ki, bu rüşvet ve yolsuzluk skandalının AKP İktidar’ına aleyhte yansıması olacaktır. Bundan sonra hangi dili, söylemi seçerse seçsin, hedef seçilen mütedeyyin insanlara din üzerinden söylemlerin yine onlar tarafından “riyakârlıkla” etiketlendirileceği kesin.

      Hele rüşvet ve yolsuzluğu masumlaştırarak, bulaşanlarından, “İktidar’ım zarar görür” mantığıyla hiç söz etmeksizin, “Siyasi mühendislik” diyerek sıyrılmaya çalışmak hukukta da kamuoyu vicdanında da karşılık bulmayacaktır… Ancak siyasi erkin mühendisliğinden geçen hukuktan şüphem var! İnşallah yanılırım…    

 

          



Bu yazı 8319 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YORUM YAZ

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANAN HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI